Gazi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi ve Teknoloji Fakültesi Enerji Sistemleri Bölüm Başkanı Prof.Dr. Hacı Mehmet Şahin tarafından, “Nükleer ve Yenilenebilir Enerjiler, Çevreye Etkileri” konulu bir konferans düzenlendi. Senem Ayşe Konferans Salonunda gerçekleştirilen programa akademisyenler ve öğrencilerimiz yoğun ilgi gösterdi.
Açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Rektörü Prof.Dr. Durmuş Deveci, Rektörlük görevi dolayısıyla tebrik etmek isteyenlerden çiçek göndermek yerine öğrenciler için bağış yapmalarını istirham ettiğini hatırlatarak, ihtiyaç sahibi ve başarılı öğrencilere burs imkânı tanıyacaklarını kaydetti. Öğrenci odaklı bir Üniversite hedeflediklerini vurgulayan Rektör Prof.Dr. Deveci, Prof. Dr. Hacı Mehmet Şahin’in yoğun işleri arasında Üniversitemizi teşrif etmelerinin kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini belirterek şöyle konuştu: “Gazi Üniversitesinde ulusal ve uluslararası konferanslar düzenleyen hocamız, alanında uzman olduğu “Nükleer Enerjiler ile Çevreye Etkileri” konulularında sizlere geniş bilgiler sunacak. Bu konferansta nükleer enerji nedir, faydaları ve zararları nelerdir, nükleer enerji ile gelişmişlik arasında ilişki var mıdır ve ülkemizde nükleer enerjiye neden karşı çıkılıyor gibi soruların cevaplarını bulmuş olacağız. Öğrencilerimizin bu konferanstan istifade etmesini diliyor ve katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.”
Prof. Dr. Hacı Mehmet Şahin ise konuşmasına “Rektör Hocamızın öğrencilerle bütünleşen ve öğrenci odaklı bir üniversite olacaklarının işaretini verdiği samimi konuşmasından dolayı çok mutlu oldum. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde bana böyle bir konferans imkânı verdiği için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.” diyerek başladı. Nükleer ve Yenilenebilir Enerji konusunda 20 yıllık bir çalışmasının olduğunu belirten Şahin, “Bugün sizlere yapacağım sunumda çevreyi iyi anlayabilmemiz için Enerji ve Enerji türleri, Neden Nükleer Enerji? Nükleer Santrallerin Dünyadaki Dağılımları, Radyasyon ve Çevre, Kömür Santralleri gibi başlıklar üzerinde durmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.
DÜNYADAKİ ENERJİ KAYNAKLARI İÇİNDE NÜKLEER ENERJİNİN PAYI YÜZDE 7
G20 ülkeleri arasında bulunan Türkiye’nin büyüme oranının 2013 yılı sonu itibariyle 4.2 olduğunu ve büyüme oranında 2002-2007 yılları arasında hızlı bir artış sağlandığını belirten Prof.Dr. Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2023 vizyonu için her yıl, yüzde 10 büyüme gerçekleştirmiş olmamız gerekiyor. Bunun yanında ihracatımızın 500 milyar dolar olması için ihracatımızdaki ileri teknoloji ürünlerinin payının en az yüzde 25 olması lazım. Türkiye’nin ileri teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı henüz yüzde 3 seviyesinde ve ileri teknolojiyi yakalamak için üniversitelerde yapılan bilimsel çalışmalar da çok önemli. İleri teknolojiye, inovasyona ve buluşlara ihtiyacımız var. Teknolojik sıçrama ve rekabet için enerji, en önemli girdi olarak karşımıza çıkmaktadır. Enerjinin; sürdürülebilir kaynaklardan elde edilmesi, güvenilir, ucuz ve sürekli olması gerekiyor. Biz enerjileri, tükenebilen ve tükenmeyen olmak üzere sınıflandırıyoruz. Tükenebilen enerjilerin başlıacaları petrol, toryum, kömür, doğalgaz, uranyum; tükenmeyen, yenilenebilir kaynakların başında ise hidrolik enerji, rüzgâr, güneş ve diğer enerjiler geliyor. Yenilenebilir enerjinin 3 kaynağı var, bunlar güneş, magma ve gel-git olayıdır. Dünyadaki tüm enerji kaynaklarında nükleerin payının yüzde 7, geriye kalan yüzde 5’lik payın ise yenilenebilir enerji olduğu görülüyor.” Tüm enerjilerin yüzde 88’i ise fosil yakıtlardan karşılanıyor. Bu kaynaklar sınırlı olduğu için bunların kullanımını azaltmamız, diğer kaynaklara yönelmemiz gerekiyor.
ELEKTRİK ENERJİSİNİN YARISINI, DOĞALGAZDAN ÜRETİYORUZ
Şahin, Ülkelerin gelişmişlik faktörü ile enerji tüketiminin paralellik arz ettiğini belirterek gelişmiş ülkelerin kişi başına elektrik tüketiminin daha fazla olduğunu; gelişmemiş ülkelerin ise daha az enerji tükettiğini söyledi. Gelişmekte olan ülkelerin dünya nüfusunun yüzde 88’ini oluşturmasına rağmen tükettikleri enerjinin ancak yüzde 25 olduğunu kaydeden Şahin, Dünya ve Türkiye’deki enerji tüketiminin kıyaslamasını yaparak “Dünyada 12 milyar ton eş değer petrol enerji tüketiliyor, Türkiye bunun yüzde 1’ini tüketiyor. Türkiye elektrik enerjisinin yarısını doğalgazdan üretiyor ve çok pahalıya mal ediyor. Çünkü doğalgazı enerji olarak kullandığımızda yüzde 65’ini bacadan atmış oluyoruz. Bu sebeple de elektriği pahalıya kullanıyoruz.” diye konuştu.
8 YENİ SANTRAL KURULACAK
Nükleer enerjinin, insanlara “Atom Bombası” gibi nükleer silahları çağrıştırdığına dikkat çeken Şahin, Nükleerin asıl yerinin enerji ve elektrik üretimi olduğunun belirterek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Nükleer enerji, atomlardan meydana geldiği için çok yoğun bir enerjidir. Çok az yakıtla çalıştıkları için yakıt rezervine gerek kalmıyor. Yenilenebilir enerji için ileri teknoloji ve bilgi birikimi gerekir. Nükleer enerji özellikle sağlık alanında; tanı ve tedavide, tomografi, röntgen gibi cihazlarda yoğun olarak kullanılıyor. Nükleer, tarımda, gıdada, kaynak kontrolü gibi birçok alanda kullanılabiliyor. Nükleerin genelde bu tür uygulamaları varken ancak yüzde 15-20’si enerji uygulaması olarak kullanılıyor. İlk nükleer santral 1947 yılında ABD’de yapılarak daha sonra dünyaya yayıldı. Birleşmiş Milletler (BM) kontrolünde 1950’li yıllarda Atom Enerjisi Kurumu kurularak silah üretiminin kontrol altına alınması konusunda doğru bir karar aldılar. 70 yıl önce bilinmeyen bir teknoloji bugün önemli bir teknoloji haline geldi. Türkiye’de de o yıllardan itibaren Atom Enerjisi Komisyonu kuruldu. Türkiye’de ilk nükleer enerji santrali Akkuyu’da kurulacak ve 2020 yılında üretime geçmiş olacak. İkinci santral ise Sinop’ta kurulacak. Nükleer santrallerin diğer santrallerden tek farkı, atom reaksiyonu olduğu için sürekli kontrol altında tutulmasıdır. Çünkü nötronlarla reaksiyona giren uranyum parçalanırken yeni nötronlar üretiyor ve radyasyon ortaya çıkıyor. Radyasyon ısıya dönüşüyor, bu radyasyonun tutulması gerekiyor. Yani ısı, kontrol altında üretiliyor. Dünyada gelişmiş bölgelerde nükleer enerji yoğun bir şekilde üretiliyor. İnşaat halinde, proje halinde planlanan şuan dünyada 314 adet nükleer enerji santrali var. Türkiye’de ise 8 tane yapılacak. Türkiye Ekim ayı itibariyle 136 milyar kilowatt saat elektrik üretiyor. Bazı ülkeler Türkiye’nin 3,5 katı kadar elektriği sadece nükleerden üretiyor.”
Şahin, insanların nükleer santralden korkmaması gerektiğini belirterek, her gün televizyon seyreden bir kişi ile nükleer santral yakınındaki bir kişinin aynı oranda radyasyona maruz kaldığını söyledi. Dünyada gemi yakıtı, uzaya gönderilen araçların yakıtı gibi birçok alanda kullanılan nükleer enerjinin, Türkiye’de de üretilmeye başlanmasıyla daha ucuza kullanılabileceğini kaydetti.
Sunumun ardından soru cevap bölümüyle devam eden program, Rektör Deveci tarafından Şahin’e sunulan hediye ve plaket takdimiyle sona erdi.
Yorumlarınız bizim için değerlidir; sayfanın aşağısından yorum yapabilirsiniz

Hiç yorum yok: