Yeni Şafak Yazarı İsmail Kılıçarslan 13 Aralık 2014'te içini dökmüş
Belki de inanırdık kardeşim.
‘Himmet, hizmet’ diyerek topladığın milyonlarca, milyarlarca belgesiz parayı nerelere harcadığını tam olarak izah edebilseydin… Bankanı, holdingini, gazeteni, onlarca televizyon kanalını, yüzlerce okulunu, bilmem kaç tane müesseseyi nasıl vücuda getirdiğinin ‘nesnel’ bir açıklamasını yapabilseydin belki de sen ‘hırsız var’ derken biz sana inanırdık be kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
‘Soru sordu’ diye 17-18 yaşındaki kızlarımızı, oğullarımızı gecenin bir yarısı eline valizini verip sokağa atmasaydın… Abilerinin, ablalarının en çok kullandığı cümle kalıbı ‘senin bu işlere aklın ermez’ olmasaydı… Evlerinde, yurtlarında çocukların hangi kitapları okuyacağına karar vermeseydin… Sahibi olduğun kitapçılarda hangi kitapların satılıp hangi kitapların satılmayacağına karar veren bir sansür kurulun olmasaydı, yani kitaptan korkmasaydın senin ‘özgür düşünceye engel var’ diye inlemene belki de inanırdık.
Belki de inanırdık kardeşim.
Kendi bankanda çalışan insanlar ‘sistemi pas geçmek için’ İran’dan para transferinin nasıl yapıldığını bilmeselerdi… İran’dan para transferini tıpkı diğer bankaların yaptıkları gibi yapmamış olsalardı… Sahibi olduğunuz bankanın Afrika’nın ‘sallanan ekonomik ortamı’ndan nasıl yararlanıp hangi operasyonları yapmış olduğu kulağımıza gelmeseydi senin ‘usulsüzlük var’ diye haykırmana belki de inanırdık be güzel kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
2002’den beri bulduğunuz her devlet kurumuna liyakatine falan bakmadan kendi adamlarınızı doldurmuş olmasaydınız… TRT’den Yargıtay’a, borsadan gümrüğe her yerde kirli bir yapılanmanız olmasaydı… KPSS sorularını çalmamış olsaydınız, belki de sizin ‘torpil yapıyorlar, işe adam alırken kayırma yapıyorlar’ çığlığınıza biz de katılırdık kardeşim.
....................... Size hala ‘kardeşim’ diyorsak bu, Kelime-i Şahadet getirdiğinizi gördüğümüz içindir. Başka bir şey için değil. Ama siz, eminim ki o gizli kapaklı ortamlarınızda, o kötülük toplantılarınızda ‘kafir’ diyorsunuzdur bize. Çünkü ‘acımasızlık’ kelimesi ortadan kaybolsa siz onu yeniden icat edersiniz be kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
‘Himmet, hizmet’ diyerek topladığın milyonlarca, milyarlarca belgesiz parayı nerelere harcadığını tam olarak izah edebilseydin… Bankanı, holdingini, gazeteni, onlarca televizyon kanalını, yüzlerce okulunu, bilmem kaç tane müesseseyi nasıl vücuda getirdiğinin ‘nesnel’ bir açıklamasını yapabilseydin belki de sen ‘hırsız var’ derken biz sana inanırdık be kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
‘Soru sordu’ diye 17-18 yaşındaki kızlarımızı, oğullarımızı gecenin bir yarısı eline valizini verip sokağa atmasaydın… Abilerinin, ablalarının en çok kullandığı cümle kalıbı ‘senin bu işlere aklın ermez’ olmasaydı… Evlerinde, yurtlarında çocukların hangi kitapları okuyacağına karar vermeseydin… Sahibi olduğun kitapçılarda hangi kitapların satılıp hangi kitapların satılmayacağına karar veren bir sansür kurulun olmasaydı, yani kitaptan korkmasaydın senin ‘özgür düşünceye engel var’ diye inlemene belki de inanırdık.
Belki de inanırdık kardeşim.
Kendi bankanda çalışan insanlar ‘sistemi pas geçmek için’ İran’dan para transferinin nasıl yapıldığını bilmeselerdi… İran’dan para transferini tıpkı diğer bankaların yaptıkları gibi yapmamış olsalardı… Sahibi olduğunuz bankanın Afrika’nın ‘sallanan ekonomik ortamı’ndan nasıl yararlanıp hangi operasyonları yapmış olduğu kulağımıza gelmeseydi senin ‘usulsüzlük var’ diye haykırmana belki de inanırdık be güzel kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
2002’den beri bulduğunuz her devlet kurumuna liyakatine falan bakmadan kendi adamlarınızı doldurmuş olmasaydınız… TRT’den Yargıtay’a, borsadan gümrüğe her yerde kirli bir yapılanmanız olmasaydı… KPSS sorularını çalmamış olsaydınız, belki de sizin ‘torpil yapıyorlar, işe adam alırken kayırma yapıyorlar’ çığlığınıza biz de katılırdık kardeşim.
....................... Size hala ‘kardeşim’ diyorsak bu, Kelime-i Şahadet getirdiğinizi gördüğümüz içindir. Başka bir şey için değil. Ama siz, eminim ki o gizli kapaklı ortamlarınızda, o kötülük toplantılarınızda ‘kafir’ diyorsunuzdur bize. Çünkü ‘acımasızlık’ kelimesi ortadan kaybolsa siz onu yeniden icat edersiniz be kardeşim.
Yorumlarınız bizim için değerlidir; sayfanın aşağısından yorum yapabilirsiniz

Hiç yorum yok: